Segâh Perdesi Nedir?
Segâh perdesi, Türk klasik müziğinde kullanılan mikrotonal perdelerden biridir. Batı müziğindeki doğal “si” (B) notasına oldukça yakın olsa da — ancak tam olarak aynı değildir. Segâh perdesi, “si natürel” ve “si bemol” perdesi arasında, si natürelden yaklaşık bir koma (küçük aralık) daha pes bir tondur. ([Vikipedi][1])
Perdenin kökeni ve konumu bakımından, günümüzde yaygın kabul gören Arel‑Ezgi‑Uzdilek nazarî sistemi’ne göre segâh, sisteme göre “kaba çârgâh” (çoğunlukla Do‑Çârgâh olarak düşünülen sistem dizisi) üzerine kurulu dizinin 22. perdesidir ve bu bağlamda “ara ses” niteliğindedir. ([TDV İslâm Ansiklopedisi][2])
Ancak bu her zaman için geçerli değildi: Örneğin eski devir nazarî sistemlerinde segâh — özellikle segâh makamı repertuarında — bazen “ana ses (durağı)” olarak kabul edilirdi. ([TDV İslâm Ansiklopedisi][2])
Tarihsel Arka Plan
Türk müziği makam sisteminin temelleri, yüzyıllar boyunca Arap, İran ve Bizans müzik teorilerinin etkisiyle gelişti. ([Vikipedi][3]) Makamlar, basit “cins”lerin (tetrachord, pentachord vb.) birleşimiyle oluşturulurken; perdeler — yarım tonu aşan mikro aralıklarla — melodik zenginlik kazandı. Bu yapı içinde segâh perdesi de köklü bir yere sahip oldu. ([Vikipedi][4])
Tarihî kaynaklarda, segâh perdesi bazen değişmez bir referans sesi olarak görülmüş; bazı dönemlerde ise sisteme göre “şed” (modülasyon / transpoze) ile farklı perdelerde kullanıldığı da kaydedilmiştir. Özellikle Osmanlı dönemi müzik teorisyenlerinden ve icracılarından olan Tanburi Cemil Bey, segâh makamını tarif ederken o dönem kullanılan perde anlayışıyla bugünün sistematiği arasında farklara işaret etmiştir. ([DergiPark][5])
Bu durum, segâh perdesinin konumunun ve niteliğinin zaman içinde nasıl değiştiğini göstermesi açısından önemli. Çünkü perde adları, intonasyon hassasiyetleri ve “karar” yapılan makam anlayışı zamanla evrilmiş; modern sistem ile eski sistemler arasındaki uyumsuzluk — özellikle performans ve yazılı nota arasındaki ilişki — günümüzde bile tartışma konusu olabilecek bir miras bırakmıştır.
Segâh Perdesinin Teorik Özellikleri
Aralık ve Notasyon
– Segâh perdesi, si natürel ve si bemol arasında, bir koma kadar alçak bir perde olarak tanımlanır. ([Vikipedi][1])
– Arel‑Ezgi‑Uzdilek sisteminde bu perde “ara ses” olarak görülür; ana perde (durağı) değildir. ([TDV İslâm Ansiklopedisi][2])
– Modern batı notasyonuna birebir karşılığı bulunmamakla birlikte, pratikte yaklaşık “B♭ (si bemol)” perdesi ile yakın ses verir denir. Ancak Türk müziğindeki mikrotonal yapı ve “koma” aralıkları nedeniyle bu karşılık hiçbir zaman tam olarak birebir olmaz. ([Ne Demek][6])
Makam İlişkisi ve Rolü
Segâh perdesi, sadece adını aldığı Segâh Makamı’nın temeli olmakla kalmaz; aynı zamanda bazı modülasyonlarda ya da başka makamların geçki / ara perde ihtiyacında da kullanılabilir. ([makamlar.net][7])
Segâh makamında, “durağı” segâh perdesi olan, seyri genellikle çıkıcı olan bir yapı göze çarpar. Güçlü (dominant) perde genellikle Nevâ perdesi’dir. ([Vikipedi][1])
Günümüzdeki Akademik Tartışmalar
Segâh perdesi üzerine günümüzde iki ana eksen etrafında tartışmalar sürüyor:
Nazarî Sistemlere Göre Uyumluluk
Modern dönem teorisyenleri ve notasyon sistemleri (örneğin Arel‑Ezgi‑Uzdilek), segâh perdesini “ara ses” kabul ederken; eski dönem yazılı eserler ve el yazması kaynaklarda segâh bazen “ana perde / yegâh” olarak işlenmiştir. Bu fark hem yorum açısından hem de icra açısından hâlâ bazı belirsizliklere yol açabiliyor. ([DergiPark][5])
Özellikle eski dönem icracılarının — örneğin Tanburi Cemil Bey gibi — segâh makamındaki uygulamaları, modern teorik tanımlardan sapmalar gösterebiliyor. Bazı analizlere göre, bu sapmalar “şed makam” veya modülasyonla ilişkili olabilir; ancak bu yorumlar kesinlik taşımıyor. ([DergiPark][5])
Performans ve Yazılı Nota Uyumsuzluğu
Günümüzde Batı notasyonuna geçilmiş birçok klasik Türk müziği eseri, segâh perdesinin mikrotonal inceliğini tam olarak yansıtmakta yetersiz kalabiliyor. Bu da dinleyici veya icracı açısından “Türk makamının ruhu”nun kaybolmasına yol açabiliyor. Ayrıca, farklı yorumcuların — özellikle geçmiş dönemde yaşamış icracıların — segâhı nasıl “tune” ettiklerine dair net bir veri olmadığından, bu konuda yeniden analiz ve araştırma ihtiyacı doğuyor. ([DîvânMakam][8])
Bu tartışmalar, segâh perdesinin salt teorik bir kurgu olmadığı; yaşayan, değişken, yorum ve tarih tarafından şekillenen bir unsur olduğunu gösteriyor.
Sonuç
Segâh perdesi, Türk klasik müziğinin mikrotonal dünyasında hem teknik hem de estetik açıdan önemli bir yere sahip. Ne sadece bir nota; ne de yalnızca segâh makamının temeli. Tarih içinde değişen teoriler, farklı nazarî sistemler, icracı uygulamaları ve batı notasyonuna adaptasyon süreçleri — tümü segâh perdesinin anlamını, konumunu ve kullanımını defalarca yeniden tanımlamış. Bu yüzden segâh, yalnızca bir perde değil; aynı zamanda Türk makam kültürünün evrimleşen, yorumlara açık bir simgesi.
[1]: “Segâh – Vikipedi”
[2]: “SEGÂH – TDV İslâm Ansiklopedisi”
[3]: “Makam”
[4]: “Turkish makam”
[5]: “Written description of the Segah makam by Tanburi Cemil Bey”
[6]: “segâh perdesi anlamı, segâh perdesi nedir | Ne Demek”
[7]: “Makamlar.Net – Segah Makamı”
[8]: “The Modern Intonation System of Turkish Classical Music”