Ankara Simidinin Farkı Nedir?
Simit… O kadar temel bir kavram ki, dilimizdeki yerini almış durumda. Sadece bir yiyecek değil, aynı zamanda bir kültürün temsilcisi. Herkesin simidini kendi şehrine göre savunduğu bu ortamda, Ankara simidinin farkı nedir, tam olarak neyi değiştiren bir tat var? Hadi gel, bu işin derinliklerine inelim ve hem simit hem de kendim hakkında biraz espri yaparak, küçük ama derinlemesine bir keşfe çıkalım.
Simit – 1, Hayat – 0
İzmir’de doğmuş, büyümüş, hayatını devam ettiren bir insan olarak, simit denince gözümde ilk beliren şey, sıcak, çıtır çıtır bir simit, yanında da birkaç zeytin ve peynir. Ama İzmir simidi… Hah, işte bu tam olarak “ne istiyorsan o” tipi bir şey. Çıtır, gevrek ve asla seni hüsrana uğratmaz. Fakat ben, Ankara simidinin ne kadar farklı olduğunu anlamadım, ta ki bir gün bu “başka dünyadan” gelen simidin kokusunu burnumda hissetmeye başlayana kadar.
İzmir’deki simit, bir anlık rahatlaman. Ama Ankara simidi? O, sana sadece simit değil, bir hayat dersi veriyor gibi. Çıtır çıtır ama bir o kadar da ağır, bazen üzerine yazılmış siyasi bir manifesto gibi, fazlasıyla düşünceli. Ankara simidinin o katı dış yüzeyine bakarken, “Bu kadar sert olmasa daha mı iyi olurdu?” diye düşünmeden edemiyorsun. Ama işte, “dışarıdan sert, içten yumuşak” olduğu için bir anlamı var. Evet, biraz böyle bir felsefi havası var.
İç Ses: “Evet, Bunu Düşünme!”
Bir gün, Ankara’ya gitmeye karar verdim. Hedefim, bir arkadaşımı görmek, biraz gezmek… Ve tabii ki, simit yememek mümkün mü? İlk izlenimim şu oldu: Simitçiler burada çok ciddi. Simit almak, bir nevi devlet görevi gibi. Sadece simit değil, bir de gazeteyi alıyorsun. Şimdi de şu iç sesim devreye giriyor: “Ya gerçekten, bu kadar ciddiyet niye?”
“Beyefendi, simidinizi alır mısınız?”
“Ne kadar?”
“1 lira 75 kuruş.”
“İzmir simidi kaç para?”
“Fark etmez, burada Ankara simidi var.”
O an fark ettim… Ankara simidi bir duruş, bir prensip. “Bu kadar keskin bir tavır, bu kadar derin bir düşünce” dedim kendi kendime, ama o an iç sesim tekrar devreye girdi: “Ya ne diyorsun, 25 yaşındasın, simit mi yiyorsun?”
Katı Dış, Yumuşak İç: İşte Bu, Ankara Simidinin Farkı
Dışarıdan bakınca, Ankara simidi ciddi bir tavır takınıyor. Hani sanki içeri girecek biri sana sormuş: “Nasılsın?” ama sen, “İyiyim” demek yerine, bir miktar havalı bir şekilde, “Fena değil” diye cevap veriyorsun. Ama bir ısırık aldığında, aslında ne kadar yumuşak ve affedici olduğunu fark ediyorsun. İşte bu, Ankara simidinin gerçek farkı.
Hani bazen insanların dışa yansıyan sert tavırları, iç dünyalarındaki hassasiyetin göstergesi olabilir ya, Ankara simidi de öyle. Sadece dışarıya vurduğunda sert, içeride ise seninle o kadar iç içe ki, her bir ısırıkta seni kendine çekiyor. O yumuşaklık, o naiflik… Ah, hayatında belki de en çok ihtiyaç duyduğun şey.
“Simit Mı, Felsefi Düşünce Mi?”
Bir akşamüstü, arkadaşım Efe ile buluştuk. Efe, İzmir’den bir arkadaşım ve her zaman esprili biri. Simit aldık, ama Ankara simidi o kadar enteresan ki, sohbet birden “simitin derin anlamı” üzerine döndü.
Efe: “Yani abi, İzmir simidi çok yüzeysel, hep aynı şey…”
Ben: “Evet ama ne var ki bunda? Genelde ne ararsan bulursun. Ama Ankara simidi başka. O bir derinlik taşıyor, felsefi bir anlam var. Yani sanki bir şeyleri daha ciddi düşünmen gerekiyor.”
Efe: “Ne alaka?”
Ben: “İzmir’de simit yemek, hayatı olduğu gibi kabul etmektir. Ama Ankara simidini yediğinde, sanki bir şeyleri sorgulaman gerekiyor.”
Efe: “Baba, simidi o kadar abartma.”
Ama ben ciddiydim. Sadece simit değil, bir zihinsel dönüşüm yaşıyordum. Bu arada, Efe’nin suratı tamamen “Simidi fazla mı yedin sen?” gibiydi. O kadar düşündüm ki… Yok ya, aslında bazen en basit şeylerin seni en derin yerlere çekebileceğini unutmamak lazım.
Sonuç: Ankara Simidinin Farkı
Sonuç olarak, Ankara simidi, her zaman kolayca yediğimiz, “abi bir simit ver” dediğimiz bir şey değil. Sadece çıtır, sadece gevrek değil, o aynı zamanda seni düşündüren, seni anlamaya iten bir tat. Bazen insan, bu kadar küçük bir şeyin bile hayatı sorgulatabileceğini fark edebiliyor. Ama tabii ki, her şehirdeki simidin de ayrı bir yeri var. İzmir simidi, bir tatlı huzur, bir rahatlık sunarken; Ankara simidi, bir hayat dersi gibi. Ama her ikisinin de kendine has bir büyüsü var. Hadi bakalım, sen hangi simidi seçiyorsun?